SANAT PİYASASINDA 

Müzayedeler ve keyfi hareketler...

İyi bir müzayede  kuruluşu önce sanatçıya saygılı olmalıdır çünkü sanatçı olmasa sanat eseri satan müzayedeler de olmazdı. Bu yüzden sanatçıların müzayede kuruluşlarından istekleri nelerdir bu iyice bilinmeli ve uygulanmalıdır. Şimdiye kadar gördüğümüz aksaklıklar arasında,  bazı müzayede firmalarının sanatçılar ile diyalog kurmaktan çekindikleri olmuştur. Müzayedelere sanat eseri verenler iyice bilinmeli ve  sanatçıya zarar verecek oluşumlardan kaçınılmalıdır. Yoksa geçmişte olduğu gibi sanat piyasasında alım ve satımlara olan güven sarsılabilir ve bu durumdan da sanatçılar kadar müzayede firmaları, galeriler de etkilenir.

Müzayedeci sanat eserine fiyat biçerken, sanatçının konumunu ve şimdiye kadar nerelere girmiş olduğunu, hangi literatürlerde sanatçıdan bahsedildiğini ve sanatçının uluslararası piyasalarda   bilinirliğinin olup olmadığını ve en önemlisi özgün mü yoksa  ağır taklitçi mi  veya kopya mı yapıyor bu açıdan değerlendirmeli ve ona göre de eserinin değerini saptamalıdır... Oysa müzayedecilerden bir çoğu, keyfi hareketle sanat eserini değerlendirirken, sanatçıya zarar verip vermediğini de umursamıyor... Ona göre, cebine koyacağı para önemlidir. Müzayedeye eser veren kimsenin o sanatçıya zarar verebilmek için düşük fiyatla koyup koymadığı da müzayedeciyi ilgilendirmiyor ve böyle olunca da, müzayedeci hem sanatçıya hem de sanat piyasasına zarar verdiğini düşünmeden  hareket etmiş oluyor...
Öncelikle sanatçı sattığı eserinin telif hakkını satın alana vermemişse, müzayede, eseri satarken  o eserin fotoğrafını kullanma hakkına sahip değildir... Sanatçıların da buna dikkat etmeleri ve bu konuda  gerekli uyarıyı yapmaları gerekmektedir... 
Bir başka  sorun da görsel sanatlar piyasasında, manipülasyondur... Örneğin müzayedeye konulan eserin açılış fiyatını rastgele koyan müzayede, bu durum da bir algı yaratarak, o sanatçının  hak etmediği bir fiyatı gündeme getirmekte ve bu durumda satan yatırımcısına karşı bir yanlış oluşmaktadır... 
Görsel sanatlar piyasamızda o kadar çok yanlış gündemdedir ki, araştırıyoruz ve  tüm çarpıklıkları en ince detayına kadar vererek, hem sanatçıların hem de  sanat piyasasının bir an önce gerçek ayarlara dönmesini sağlamaya çalışacağız... 
GALERİLER
Ülkelerin sanat piyasalarında öncelikli olarak galeriler vardır çünkü galerilerden piyasaya yayılan sanat eserleri müzayedelere çıkabilir. Oysa ülkemizde, sanki sanat eserleri sadece müzayedelerde satılırmış gibi bir anlayış yerleşmiş ve bu yanlış anlayış nedeniyle de galeri müessesesi zarar görmüştür. Müzayedeler galeriler ile sanat eseri satış fiyatlarında bir denge kurmalıdır. Bu dengenin bugün kurulmamış olduğunu görüyoruz ve bu durum da, yeni koleksiyoncuların sanata yatırıma ciddi anlamda yönelmelerini önlemektedir. Ayrıca müzayedelerde gözümüze çarpan  bir olumsuzluk da çok kalitesiz sanat eserlerinin piyasaya sunulmasıdır. Piyasaya sunulan sanat eserlerinin kısa  okumaları da müzayede sanatçı tanıtımlarında yer alabilirse, sanata heveslenen ve yatırım yapanlar da neyi nasıl aldıklarının bilincine varabileceklerdir. 

 ETİK DAVRANMAYAN SANATÇILAR

Müzayedeler hata yapıyor da sanatçılar tümüyle dürüst mü? Hiç de değil çünkü, sanat piyasasında sanata yatırım yapanlar ve alıp satarak kısa zamanda  kazanç sağlayanlar, para gelsin de nasıl gelirse gelsin mantığıyla hareket ederken, bazı sanatçılar da bu mantığa çanak tutmakta ve  pstadan (!) kendi paylarını almaktadırlar. Bu durumda birileri haksız kazanç elde ederken, kaybeden ülkenin görsel sanatlar piyasası oluyor ve ülkemiz dünya sanat platformuna bir türlü adım atamıyor...

Öncelikle bir sanatçıyı piyasaya lanse ediyorsa bir galeri veya müzayedeler, o sanatçı hakkında hiç değilse bir kaç sayfa sanata ne gibi bir katkı yaptıklarını, veya neden önemli olduklarını  sanatsal ve etik açıdan ortaya koyarak, bu sanatçımız işte bu nedenlerden dolayı önemlidir demililer...

Son zamanlarda bakıyoruz zaten kopğya işler yapan bir sanatçının fiyatları şişirilirken, aynı sanatçıya rakip olarak başka isimler ortaya çıkabiliyor ve burada  iyasanın aklı karışabiliyor... İnstigram müzayedelerinde  boy gösteren bazı isimler giderek ayyuka çıkarılırken, samimi olarak eser toplayan ve geleceğe yatırım yaptıklarını sanan koleksiyoncular ise, kaybedenler  bölümüne adlarını yazdırmış oluyorlar...

Yaptıklarıyla, bugüne kadar elde etmiş oldukları başarılarıyla ve almış oldukları olumlu eleştiriler ile  sanatını yapanlara karşı, neden bu müzayedeler veya bazı galeriler gereken önemi vererek, bu yüksek sanat yapanların arkasında durmuyorlar...Bir müzayedeci şunu itiraf ediyor, "Zamanım olmadığı için kim kimdir ve ne yapar araştıramıyorum". Tamam da senin vaktin yoksa para kazandığın işine bir uzman katarak, bu durumu telafi eder ve sanat piyasasına yüzün ak olarak çıkarsın, çok mu zor bu? Denildiği zaman ise,  sanat satıcım (!) böyle alengirli durumlar için para kaybetmek istemediğini ve  varsa yoksa amacının ceplerini para doldurmak olduğunu ortaya koymuş oluyor... Fakültelerden her yıl bir çok sanat tarihi eğitimi alanlar mezun oluyor ve bu mezunlara  sayıları yüzü geçmiş olan müzayedeler iş verebilirler ve sanat piyasası da biraz düzene girmiş olur... Hiç değilse bu genç sanat tarihçiler ile sanat piyasamız kopyacılardan kurtulur ve gerçekten sanatını yapanlar da sorunlar ile karşılaşmaz.

Şu anda ülkemizde görsel sanatlar piyasası sanat severlere yüzde 90 dekoratif ve sanat açısından bir değer ortaya koymayan eserler(!)  sunuyorlar...

Genç sanat yatırımcıları ve genç koleksiyonerler biraz daha araştırmacı olarak piyasayı takip edebiliyorlar ve giderek bu genç koleksiyonerler vasıtası ile sanat piyasamız düzene girecek ve sanatçılar da hak ettikleri şekilde temsil edilebileceklerdir...


2021 İN SONBAHAR SANAT SEZONU VE MÜZAYEDELER 

Müzayede Kritik

Eylül ayıyla birlikte müzayedelerde de bir kıpırdama başladı.  Müzayedelerin uyguladığı politikaya bakıyoruz ayrı bir umutsuz vaka. Çünkü, müzayedelerde bir denge yok. Ne fiyat konusunda, ne de  sanatçıların seçiminde. Dün piyasaya çıkmış bir sanatçı adayının, Batı esintili, belki de Batı kopyalı eseri olmadık bir fiyata sunulurken, çağdaş sanat konusunda Batıya  kapak olabilecek sanatçı veya sanatçılar, müzayedelerin uyguladıkları saçma müzayede piyasası (!) fikri ile, değersiz kılınırken aynı zamanda Türkiye'nin dünya sanat piyasasında önünün açılma şansını da yok etmiş oluyorlar. Aslında müzayedelerin bu tavrına, ülkemizdeki bir çok sözde sanat kurumları da  yandaşlık ederek, ülkenin sanat açısından önünü kesmiş oluyorlar.

Galerilerden sanat eseri seçerek satın alan koleksiyonerler de bu durumdan şikayetçi olarak galerilere sitem ederken, galeriler de sanatçıları bu açıdan üzerken, bu yanlışlıktan sadece müzayede firmaları, kazanç sağlıyorlar ve nedense bu durumun düzeltilmesi açısından da bir çaba gösterilmiyor. 

X müzayede de bir sanatçının işinin yüksek fiyata pazarlanması gerekirken bakıyorsunuz o sanatçıya şaka gibi bir fiyat uygulanmış. Diğer taraftan ise, Batıdan kopya işler yapan bir sanatçının işinin on binlerce dolar edecek bir şekilde satışa ulaştırıldığı gözüküyor. Müzayedeler bir an önce bu davranışlardan vazgeçmeli ve sanatçının galeri fiyatına yakın bir fiyat politikası uygulayarak, birileri için yüksek algı yaratma huyunu bırakmalıdır. Çünkü bu politika bu gidişle fazla sürmez ve bir gün bakarsınız ki, müzayedelerden satılan eserlerin kalitesi düşmüş ve sanatçılar kupon işlerini ya atölyelerden ya da galerilerden satıyorlardır.

Bugün sadece bir elin parmakları kadar bile müzayede piyasası olan sanatçı yok. Çünkü bu kararı verenler işin geleceğini  pek fazla  düşünmüyor, günü kurtarmaya çalışıyorlar. Peki bugünü kurtardılar diyelim, geleceği nasıl kotaracaklar? Çünkü sanat piyasasındaki bu ayarsızlık, kötü niyetlilerin de sahada top koşturmasına yol açabilir ve kara para aklamadan tutun da, daha başka yanlışlıklara da yelken açılmış olur.






X müzayede de bir sanatçının işinin yüksek fiyata pazarlanması gerekirken bakıyorsunuz o sanatçıya şaka gibi bir fiyat uygulanmış. Diğer taraftan ise, Batıdan kopya işler yapan bir sanatçının işinin on binlerce dolar edecek bir şekilde satışa ulaştırıldığı gözüküyor. Müzayedeler bir an önce bu davranışlardan vazgeçmeli ve sanatçının galeri fiyatına yakın bir fiyat politikası uygulayarak, birileri için yüksek algı yaratma huyunu bırakmalıdır. Çünkü bu politika bu gidişle fazla sürmez ve bir gün bakarsınız ki, müzayedelerden satılan eserlerin kalitesi düşmüş ve sanatçılar kupon işlerini ya atölyelerden ya da galerilerden satıyorlardır.

Bugün sadece bir elin parmakları kadar bile müzayede piyasası olan sanatçı yok. Çünkü bu kararı verenler işin geleceğini pek fazla düşünmüyor, günü kurtarmaya çalışıyorlar. Peki bugünü kurtardılar diyelim, geleceği nasıl kotaracaklar? Çünkü sanat piyasasındaki bu ayarsızlık, kötü niyetlilerin de sahada top koşturmasına yol açabilir ve kara para aklamadan tutun da, daha başka yanlışlıklara da yelken açılmış olur.