ÖZGÜN SANATÇIYA YATIRIM ÖLMEZ
MÜZAYEDE KURULUŞLARININ ÇOĞALMASIYLA, SANATA YATIRIM YAPMAK İSTEYEN AL-SAT KESİMİ DE ATAĞA KALKTI.
Ülkemizde sanat müzayede kuruluşlarının çoğalmasıyla, sanatın al-sat kesiminde bir hareketlilik gözetleniyor. Yeni isimlerin piyasaya çıktığının da gözlendiği müzayedelerde, sanata yatırım yapanların neye dikkat etmeleri gerektiğine değineceğiz.
yatırım yapılacak sanatçıları şu kategoride toplayabiliriz;
1-Ülkemizde özgün görünümlü
2-Dünya sanatında özgün görünümlü
3-Sanatta ustalık göstererek, albenisi olan eserler üreten
4-Sanatta gerçek sanatın gerektirdiği kıstasları uygulama amacı güden, yani geleceğe odaklanan sanatçı örneği ortaya koyan.
6-Belli yıllarını sanata adamış ve bu yolda sanatını doruğa ulaştırmış deneyimli sanatçının ürettiği eserler.
6 bölümde belirttiğimiz sanatçı artık ülkenin bilinen isimlerinden biridir ve mutlaka sanatta iyi veya kötü bir kalıcılığı olacaktır. Bu durumdaki sanatçılarda aranan da şu olmalı; ne kadar özgün? Dünya görsel sanatlarında özgünlük ortaya koymuş mu? Bu durumdaki sanatçı nerelere girmiştir, nerelerde sergi açmıştır, kendisi ile ilgili hangi yayınlar yapılmıştır, yabancı sanat otoritelerinin hakkında yazdıkları var mıdır? Ülkesinde veya ülkesinin dışında hangi koleksiyonlara girmiştir ve kamusal koleksiyonlara girmiş midir?
Genç sanatçılara yatırım yaparken, bu bölümde tarif ettiğimiz bir sanatçıdan da eserler elde etmişseniz, geleceğe sağlam bir yatırım yapmışsınızdır.
Müzayedelere gelince, Türkiye'de müzayedelerin deneyimli ve kesin bilgi ortaya koyabilecek bir fiyat belirleyicileri yoktur. Fiyatlar müzayede kuruluşunun kazancı çevresinde kendilerince tespit edilir ve bu durumda sanatçıların satışa konulan eserleri arasında maniplasyon uygulaması da yüksektir. Sanat eserinin fiyatını üç beş kişinin talebi belirleyemez. Öyle olsaydı başka bir yazıda verdiğimiz örnek gibi, bugün Kenan Evren çok önemli sanatçı olarak karşımıza çıkardı. demek ki talep değil sanatın değerini ortaya koyan. Talep ile rakamlar yükseltilebilir de, sanatın değerini nasıl yükseltirsiniz? Bugün suni talep oluşturulan bir sanat eserinin yarınlarda ne olacağı da meçhuldür. Örneğin yakın geçmişte 100 bin TL eden bir eserin bugün 10 bin TL ye alıcı bulamadığını da gördük ve bu tür örnekler de sanat piyasamızda oldukça fazladır. Bu yüzden borsa gibi bir sanat piyasası kurulacağına, sanatsal açıdan değerlendirilen gerçekçi bir sanat piyasasının kurulması, bu konunun bugünkü çarpık durumunu da düzeltebilecektir. Böyle bir değerlendirme politikasıyla, ülkemizde faaliyete geçirilecek sanat müzeleri de bundan böyle daha etik ve doğru müzeler olarak kalıcılık sağlayacaktır. Şimdiye kadar açılmış olan sanat müzelerimiz arasında küçük fakat çok ciddi anlamda yol anal Elgiz Sanat Müzesini görüyoruz. Diğer müzeler de gözlem altındadır ve mutlaka doğru politikaya kavuşabileceklerini düşünüyoruz.
ESKİ TİP SANAT ESERLERİ GÜNDEMDE
Görsel sanatlarda dünya görsel sanatlar platformunu geriden takip ettiğimiz için, ülkemizde görülen sanat eserlerinin çoğunluğu da, eskinin sanat eserlerini çağrıştırmaktadır. Bugün dünyada Francis Bacon'dan etkilenmiş olan bir çok sanatçı vardır ve ülkemizde de sanki modaymış gibi çok takip ediliyor. Ünlü bir yabancı sanatçının yaptıklarını çağrıştıran işler ise ülkemiz sanat piyasasında rağbet görüyor. Aslında özgün olan ve kendi geçmiş sanatlarımızı çağdaşa taşıyıcı çalışmalar yapılabilse, dünya sanat otoritelerinin gözünde Türk sanatı çağdaş değere kavuşacaktır. Bunun olabilmesi için de, öncelikle ülkemizdeki al-sat piyasasının deneyimli ellerde olması ve geçmişin eskici kafasını yansıtan uygulamaladan sıyrılması gerekiyor.
Müzayede kuruluşlarının sayısı giderek artıyor ve yıl sonuna kadar bu kuruluşların sayılarının 50 yi bulacağı iddia ediliyor. Bu durumda insan şunu düşünmeden edemiyor, 'Demek ki ülkemizde görsel sanat eserleri peynir ekmek gibi satılıyor. Bu durumda sanatçılar illa ki çok zengin.' Fakat işin aslı böyle değil. Bu durumdan sanatçı pek bir şey kazanamıyor. parayı kazananlar sanatçıdan bir şekilde o eserleri yok pahasına almış olanlar. Onlar sadece kendi ceplerine girecek parayı düşünür. sanatçının gerçek market değeri nedir, bu konu onları ilgilendirmez. Müzayede kuruluşları da alacakları komisyona bakarlar ve bu yüzden de müzayedeye koydukları eserleri en düşük bir fiyattan koymayı amaçlar ve böylece satışı körükleyerek, aradan komisyonlarını alırlar. Bu durumda da ülkemiz sanatı bit pazarı stili market anlayışının dışına taşamıyor. Bu arada devlet de her eser satışından yüzde 18 lik bir vergi alınca, örneğin aynı eser diyelim ki 1000 TL den satışa konuldu ve aynı eser alıp satanlar tarafından bir kaç defa müzayedeye konulduğunda, sadece vergileri ile neredeyse eserin fiyatını katlıyor. Buna satıcı komisyonu da eklenince. Bizim gördüğümüz bu müzayede sistemi ile sanatçılar genelde kendilerine değil, müzayede kuruluşlarına çalışmış oluyor. Zaten ülkemizde sanat müzayedelerinden para kazanan sanatçıların sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Diğerleri ise aynen sinema filmlerindeki gibi figüran olarak kullanılmış olurlar.
Sanatçıların bir görsel sanatçılar odası olsa, sorunların karşısında durulabilecektir.